Karadeniz’de sonbahar başkadır

AVENUEROUGE.NET – Doğu Karadeniz’e oranla daha az bilinen orta Karadeniz’in cennet köşeleri Ordu ve Giresun illeri ve çevresinde keyifli bir dört gün geçirdik.

Karadeniz Bölgesi hiç kuşkusuz Türkiye’de yaşayan hemen herkesin, yöre sel lezzetlerine, kültürüne ve doğasına aşina olduğu ve adından sık söz ettiren bölgelerimizin başında geliyor. Ancak yine çoğumuzun bildiği Karadeniz, Rize ve Trabzon illeri ve çevresiyle sınırlı. Oysa ki en batısından en doğusuna kadar eşsiz lezzetler ve zengin bir kültürle harmanlanan bölgede çok az bilinen doğal güzellikler de keşfedilmeyi bekliyor.

Wyndham Otelleri’nin davetlisi olarak ziyaret ettiğimiz bölgeye İstanbul’dan tarifeli uçaklarla 1 saat 35 dakikalık bir yolculukla ulaşmak mümkün. Ordu ve Giresun arasında yer alan ve denizin üzerine kurulu havalimanı sayesinde her iki ile karayolundan ulaşım yaklaşık yarım saatlik bir zaman alıyor.

Çakırtepe’den Ünye’nin genel görünümü… / Fotoğraf: Önder Canözer

Şirin bir Karadeniz ilçesi: Ünye

Orta Karadeniz’deki yolculuğumuzun ilk durağı bölgenin şirin ve köklü bir geçmişe sahip ilçesi Ünye oldu. İlk günümüzde Karadeniz’in anlık değişen havası bizi yağmurla karşılarken, Ünye sokaklarındaki turumuzda bize yağan yağmurla birlikte ortaya çıkan eşsiz çam kokuları eşlik etti.

Tarihi 15. yüzyıla kadar giden Ünye, çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyor. Hititlere ait yerleşkelere rastlanılan ilçe sırasıyla Kaşkalar, İskitler, Miletliler, Persler, Roma/Bizans İmparatorluğu ve Pontus İmparatorluğu’na ev sahipliği yapmış.

Ünye sahilinde balıkçılar… / Fotoğraf: Önder Canözer

Düzenli ve temiz sokaklarının yanı sıra şehrin kalabalığından kaçmak isteyenler için de bir liman görevi gören Ünye’de Bakırcılar Arastası ve Kadılar Yokuşu mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Her ne kadar eski dokunun korunmaya çalışılmış olmasına rağmen bölgede yeni yapılan binalar nostaljik havaya biraz zarar vermiş ancak yine de mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Kadılar Yokuşu’nda müze olarak kullanılan binada ise bölge halkının eski yaşamı hakkında önemli bilgiler edinebilir ve hatta Gölge Oyunu eğitimi alabilirsiniz. Diğer yandan düzenli sahil yolları, plajları ve şık köprüsüyle Ünye, aynı zamanda güneşin denizden doğup denizden battığı ilçe olarak da ayrıcalıklı bir konuma sahip.

Ünye sahilini süsleyen köprü… / Fotoğraf: Önder Canözer

Bir tepenin doğu ve batı eteklerinde yer alan Ünye’de ayrıca denize doğru uzayan Burunucu adı verilen semte de mutlaka bir uğrayın ve gezerken Ünye Pidesi’nin de tadına bir bakın derim.

Bu arada Ertuğrul Fırkateyni kazasında yaşamını yitirenlerin çoğunun Ünyeli olması nedeniyle ilçede Türk-Japon Dostluğu Ertuğrul Şehitleri Derneği’ni görürseniz şaşırmayın.

Ordu’nun şarkılara konu olan derelerinin denizle buluşma noktası ve sanat eseri köprüleri…
Fotoğraf: Önder Canözer

Eşsiz doğasıyla Ordu ve çevresi

İkinci günün sabahında güneşli ve güzel bir güne uyanmanın keyfiyle ilk durağımız Ordu’nun ünlü Aybastı Perşembe Yaylası oldu. 1500 rakımlı yayla doğal menderesleriyle Anadolu’da eşi ve benzeri olmayan coğrafi koşullara sahip. Ordu’ya bağlı Aybastı İlçesi’ne 17 km mesafede yer alan bölgeye araçla ulaşım stabilize yol sayesinde kolay. Kümbetler, Çiseli Şelalesi ve Karga Tepesi ile festivallere ev sahipliği yapan bölge aynı zamanda yamaç paraşütü tutkunlarına da hitap ediyor.

Yeşile, maviye ve temiz havaya doyduğumuz yayladan aşağı inerek Yason Burnu’na doğru yol alırken, sahilde bölge sakinlerinin uğrak noktalarından Vonalı Celal’e de uğramadan geçmeyin. Bölgenin eski adı Vona’dan adıı alan ve nostaljik dokusunu koruyan Vonalı Celal, Karadeniz’e bakan eşsiz manzarasıyla gözlere, lezzetli Karadeniz mutfağıyla da midenize hitap ediyor.

Yason Burnu / Fotoğraf: Önder Canözer

Yason Burnu’nda Herakles’in izleri

Tabi ki, Ordu’ya dönmeden önce Perşembe yakınlarındaki ünlü Yason Burnu’nu da ziyaret etmeden olmaz.

Perşembe ilçesinin 15 kilometre batısında, Çaytepe köyü sınırlarında yer alan Yason Burnu da Ordu’nun görülmesi gereken güzellikleri arasında yer alıyor. Birinci derece arkeolojik, ikinci derece doğal sit alanı olan Yason Burnu, Türkiye’nin Karadeniz sahili boyunca kilise bulunan tek yarımadası olma özelliği taşıyor. 1869 yılında inşa edilen kilisenin onarılarak ziyarete açılması ve çevre düzenlemeleriyle bu bölge bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Yason Burnu, Altın Post Efsanesi veya bir başka adıyla Arganot Efsanesi’nin de geçtiği yer olarak biliniyor. Efsaneye göre aralarında Herakles’in de bulunduğu ve “Arganotlar” olarak bilinen denizci kahramanların kaptanı Yason, kendisine Iolkos tahtında hak kazandıracak “Altın Post”u aramak için bu bölgeye gelmiş.

Yason Burnu / Fotoğraf: Önder Canözer

Yason Burnu’nda doğayı ve doğal kıyıları bozmadan uyum içerisinde yürüyüş yolları ve güneşlenmek için sırtınızı yaslayıp, ayağınızı uzatabileceğiniz şezlong tarzı banklar da unutulmamış. Karadeniz’in dalgaları ve martıların sesinden başka bir ses duymak istemiyorsanız bence Yason Burnu’nda dinlenmek için buraya biraz fazla vakit ayırın.

Yason Burnu / Fotoğraf: Önder Canözer

Yason Burnu’ndan güzel anılar ve tazelenmiş olarak ayrılırken, Ordu’nun merkezinde bizi oldukça modern bir Karadeniz şehri karşıladı. Karadeniz Bölgesi’nin genel otantik yapısını daha önce Rize, Trabzon başta olmak üzere çoğu yerde görmüştüm. Ancak Ordu’nun modern mimarisi, geniş sokak ve caddeleri, Avrupa şehirlerini aratmayan sahil yolları, parkları ve köprüleriyle beni oldukça şaşırttığını söyleyebilirim. Sanırım bu kenti kıyaslayabileceğim en yakın kentimiz Avrupa kentlerini anımsatan Eskişehir olabilir. Ayrıca İstanbul’da yaşayan biri olarak, Ordu’nun beklediğimin aksine İstanbul’dan daha sıcak ve ılıman bir iklime sahip olduğunun da altını çizelim.

Ordu’dan ayrılmadan önce mutlaka Boztepe’ye çıkarak, kente bir göz atın derim. Boztepe beş yıldızlı otelleri, geniş bir milli parkı ve turistik alışveriş dükkanlarıyla ziyaret edilmesi gereken yerlerden…

Giresun Kalesi’nden genel görünüm ve Karadeniz’in tek adası Giresun Adası
Fotoğraf: Önder Canözer

Kiraz ve fındık şehri: Giresun

Ordu’dan yaklaşık bir saat içinde karayolu ile ulaşılabilen Giresun, Ordu’ya göre nispeten daha küçük ve otantik bir Karadeniz şehri dokusuna sahip. Hemen herkes tarafında Ordu gibi fındık üretimiyle anılan Giresun, aslında kirazıyla da meşhur. İlin isminin kökeninde Yunanca’da “Kiraz Yeri” anlamına gelen “Kerasus” kelimesi yatıyor ve kiraz meyvesinin dünyaya buradan yayıldığı düşünülüyor.

Ünlü yaylaları, uzun sahilleri ve doğal güzellikleriyle Giresun günümüzde doğa sporlarına ve açık hava aktivitelerine meraklı gezginlerin en sık ziyaret ettiği bölgeler arasında yer alıyor. Yaz aylarında ise doğa yürüyüşü, kampçılık, yamaç paraşütü, jeep safari ve rafting gibi çeşitli aktiviteler için de zengin fırsatlar sunan Giresun’u mutlaka keşfetmenizi tavsiye ederim.

Yukarıda da bahsettiğim gibi şehir merkezi Ordu’ya göre daha küçük ve kısa sürede merkezi gezebiliyorsunuz. Bu arada Ünye, Ordu ve Giresun’da dikkatimi çeken ve en beğendiğim özelliklerden biri hemen her yerde zanaatkarların heykellerinin dikilmiş olması. Bence de en başta emekçilerin heykellerinin dikilmesi gerekiyor ki bu konudaki duyarlılıktan ötürü ilçe ve şehir belediyelerini alkışlıyorum.

Bu arada Giresun, ülkemizin Karadeniz’deki tek adası olma özelliğine sahip Giresun Adası ile de önemli bir ayrıcalığa sahip. Sadece kuşlara ev sahipliği yapan adaya merkezden kalkan motorlarla kısa sürede ulaşmak mümkün. Ancak dik yamaçlar ve kıyılar sizi bir hayli zorlayabilir. Ada kuş gözlemcileri için önemli noktalardan birisini oluşturuyor. Diğer yandan Giresun da bütün Karadeniz kentleri gibi uzun bir sahil şeridine sahip. Bölgede en çok sevilen yiyecek ise hiç kuşkusuz Giresun’ özgü pide…

Giresun’un doğal güzelliklerinin başında ise il merkezine 60 kilometre mesafede bulunan, 1750 metre rakıma sahip Kümbet Yaylası geliyor. Ladin ağaçlarıyla çevrili düzlüklerle bölgenin en ünlü yaylası olan Kümbet Yaylası’nda turistler için otel ve tesisler de mevcut. Tıpkı Aybastı gibi burada da şenlikler düzenleniyor. Kümbet Yaylası’na yakın zamanda sel felaketi yaşayan Dereli ilçesinden geçerek gidebiliyorsunuz. İlçede felaketin izleri bugün hala görülebiliyor.

Kümbet Yaylası dönüşünde ise Osmanlı döneminde sadece kazma ile açılan Halil Rıfat Paşa Tüneli ve doğal kaynak suyunun oluşturduğu Mavi Göl de ziyaret etmeniz gereken yerler arasında. Son olarak havalimanına çok yakın mesafede kurulan Çikolata Park da ilginizi çekebilir.

Dört günlük oksijen dolu yolculuğumuzun sonunda herkese Karadeniz’in bu cennet köşesini keşfetmeyi tavsiye ediyorum.

Nerede kalınır?

Ramada Resort by Wyndham Ünye

İlçe merkezinin yanı başında, deniz kenarı bir konumda bulunan Ramada Resort by Wyndham Ünye, Ordu’yu ziyaret etmeyi planlayanlar için ilin her ucuna kolayca erişebileceğiniz bir noktada modern konaklama imkanları sunuyor. 137 odalı Ramada Resort by Wyndham Ünye’nin açık, kapalı ve çocuk havuzları, iki restoranı, spa, sauna ve spor merkezi bulunuyor.

Güne deniz manzarasıyla başlarken, yine kahvaltınızı bol oksijenli bir ortamda Karadeniz’in eşsiz manzarasıyla keyfe dönüştürebiliyorsunuz.

La Quinta by Wyndham Giresun

Giresun Adası’nın tam karşısında, deniz kenarında bulunan ve 2020 yılında açılan La Quinta by Wyndham Giresun, bölgeyi ziyaret etmek isteyenler için rahat konaklama imkanları sunuyor. 86 odalı bu yeni ve şık otelin açık havuzu, fitness merkezi, hamamı, saunası ve dört restoranına ek olarak bir de kütüphanesi bulunuyor.

Wyndham’ın Türkiye ve dünya genelindeki otelleri, 50 binden fazla otel, tatil köyü ve tatil kiralama tesisinin dahil olduğu, dünyanın en cömert otel ödül programı Wyndham Rewards kapsamında yer alıyor.

Otel, ihtiyacı olan kadınlara istihdamda öncelik vermesiyle de öne çıkıyor.

La Quinta by Wyndham Giresun / Fotoğraf: Ahmet Korkmaz

Wyndham Rewards

U.S. News & World Report ve USA TODAY okuyucuları tarafından bir numaralı otel ödül programı seçilen Wyndham Rewards, 50 binin üzerinde otel, tatil köyü ve tatil kiralama tesisinin dahil olduğu ödül programı. Her ziyaretçiye uygun olarak tasarlanan programın üyeleri, her bir geçerli konaklamada 1000 puanın sahibi olmayı garantiliyor ve puanlarını, dünya genelinde yaklaşık 9 bin otelde veya Wyndham Destinations ve diğer ortaklıklar aracılığıyla binlerce tatil köyü ve tatil kiralama tesisinde ücretsiz konaklamanın da dahil olduğu fırsatlarda kullanabiliyor.

Yazı: Önder Canözer
Fotoğraflar: Önder Canözer – Ahmet Korkmaz

Click on the background to close